19 Mart 2010 Cuma
14 Mart 2010 Pazar
13 Mart 2010 Cumartesi
gayet sade.
Biraz garip, bira ile yenilen kaşar peyniri gibi, anlamsız, parasızken karanfilde dolaşmak, tek amacın senin gibi olanlarla takılmak olurken, aklından üzdüklerini geçirirken dumanlanırsın, her an metrodan çıkabilir birisi! seni tanıyan. O an sıçarsın.
Korkmazsın aslında, sadece garipsersin, anlamazsın neden garipsediğini, neden böyle olduğunu.. kulaklığında Mafsal - Bombalar çalar, sonra sıra Sansar - Fırtınalar.. larlar artarken melodiler yavaşça dünyanı ele geçirir..
Aynı gün yeri gelir, Hip Hop hakkında konuşursun bi arkadaşınla, hepiniz pesimistsiniz der, ve o yüzden o kız seni arkadaşı olarak görüyor, karamsarları sevmiyo!.. anlam veremezsin, kahkaha patlatmak istersin.. sonra duraksarsın.. ulan dersin ulan böyle bi kız değildi? müziğe göre sınıflayan insanları.. alternatif bi şarkı açarsın o sırada, gözlerin dolmuştur, kafan otobüs..
Korkmazsın aslında, sadece garipsersin, anlamazsın neden garipsediğini, neden böyle olduğunu.. kulaklığında Mafsal - Bombalar çalar, sonra sıra Sansar - Fırtınalar.. larlar artarken melodiler yavaşça dünyanı ele geçirir..
Aynı gün yeri gelir, Hip Hop hakkında konuşursun bi arkadaşınla, hepiniz pesimistsiniz der, ve o yüzden o kız seni arkadaşı olarak görüyor, karamsarları sevmiyo!.. anlam veremezsin, kahkaha patlatmak istersin.. sonra duraksarsın.. ulan dersin ulan böyle bi kız değildi? müziğe göre sınıflayan insanları.. alternatif bi şarkı açarsın o sırada, gözlerin dolmuştur, kafan otobüs..
Bugün Pazar!
Bugün pazar,
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa
gökyüzünün bu kadar benden uzak,
bu kadar mavi,
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
Sonra saygı ile toprağa oturdum.
Dayadım sırtımı beyaz duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa
gökyüzünün bu kadar benden uzak,
bu kadar mavi,
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
Sonra saygı ile toprağa oturdum.
Dayadım sırtımı beyaz duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...
Nazım Hikmet RAN
Düşünün, Yapın, Yakın.
Her polis gördüğümde dövesim geliyor, kafasına, kulağının biraz üstüne bir tekme, onu insana çevirecek.. kısa bir acı ve sonra öze dönüş.. hatırlayacak bir insan olduğunu, bir kızı varsa, onu şu anda beceriyor olabileceklerini hatırlayacak, telaşlanacak ve insan olacak.. o panikle yerden kalkmaya çalışırken bir tane daha vuracağım, bu sefer karnına gelecek.. şimdi tek isteği nefes almak olacak, 15 dakikada insanın nasıl değiştiğini anlayacak. buna evrim diyorlar moruk.
Doğuştan Leke
Heja:
Yaşam nedir? Yaşam bitmeyen nefes. Ölüm nedir? Ölüm karanlık kafes,
İnsanoğlu doğar, aşık olur, ölür moruk, önündeki taşlara takılmadan gir kefene.
Dönüp bakın lan geçmişi unutan aklın mı? Durup görün lan! Sonunu düşünmeyen korkaktır,
Ölüp durun lan! Ölüp durun! İnsan yalnız da kalkar ayağa noktayı koyun.
Hani nerde o? Tebessümle zehir yedim. Hani nerde o? Gençliğimi kime verdim?
Ben yaşadım mı, yaşamadım mı bilmem ki, nasıl bi yaşamsa hiç bir şey anlamadım ki.
Bokunu çıkarmadan bu dünya nasıl yaşanır? Sesini çıkarmadan bu toplum nasıl akıllanır?
Hiç bir bok olmaz moruk, hiç bir bok. Barışı sağladığım gün bil ki savaş başladı !
Nakarat (Telaş):
Üzerime leke doğuştan, omuzlarımda hayat önümde yokuşlar ya da dur! (dur!)
Zaman kadar hızlı değil kimse, bir sabah uyandığımda şu sıkıntı gitse.. x2
Heja:
Sessizce gir insanın içinde ses çıkarmadın dimi onca sene? Onca insan, onca Alman, onca insan öldü lan, önce insan!
Hiç kimse sordu mu nerde nasıl yaşayacan diye? Suçum neydi benim? Suçlu o zaman ailemdi.
Hani nerde kimle? Sen de benle gelmesen de kimse bir yere gitmeyecek, bilin bunu böyle.
Özgür olmak, insan olmak, hepsi çok uzak yarın da kalsak,
Kim ister ki kavga içinde yaşamak ya da her gece yarın ne olucak diye huzursuz yatmak!?
Yaşam nedir? Yaşam bitmeyen nefes. Ölüm nedir? Ölüm karanlık kafes,
İnsanoğlu doğar, aşık olur, ölür moruk, önündeki taşlara takılmadan gir kefene.
Dönüp bakın lan geçmişi unutan aklın mı? Durup görün lan! Sonunu düşünmeyen korkaktır,
Ölüp durun lan! Ölüp durun! İnsan yalnız da kalkar ayağa noktayı koyun.
Hani nerde o? Tebessümle zehir yedim. Hani nerde o? Gençliğimi kime verdim?
Ben yaşadım mı, yaşamadım mı bilmem ki, nasıl bi yaşamsa hiç bir şey anlamadım ki.
Bokunu çıkarmadan bu dünya nasıl yaşanır? Sesini çıkarmadan bu toplum nasıl akıllanır?
Hiç bir bok olmaz moruk, hiç bir bok. Barışı sağladığım gün bil ki savaş başladı !
Nakarat (Telaş):
Üzerime leke doğuştan, omuzlarımda hayat önümde yokuşlar ya da dur! (dur!)
Zaman kadar hızlı değil kimse, bir sabah uyandığımda şu sıkıntı gitse.. x2
Heja:
Sessizce gir insanın içinde ses çıkarmadın dimi onca sene? Onca insan, onca Alman, onca insan öldü lan, önce insan!
Hiç kimse sordu mu nerde nasıl yaşayacan diye? Suçum neydi benim? Suçlu o zaman ailemdi.
Hani nerde kimle? Sen de benle gelmesen de kimse bir yere gitmeyecek, bilin bunu böyle.
Özgür olmak, insan olmak, hepsi çok uzak yarın da kalsak,
Kim ister ki kavga içinde yaşamak ya da her gece yarın ne olucak diye huzursuz yatmak!?
Doğuştan Leke - Heja!
Ünlem!
Ve kahretsin, onu da kaybettim!
Her çekilen taşta oyunu, tekrar tekrar kaybettim!
İnsanları değil ama, güvenlerini katlettim!
Ve son cümlelerimi de böylelikle sarfettim!
Her çekilen taşta oyunu, tekrar tekrar kaybettim!
İnsanları değil ama, güvenlerini katlettim!
Ve son cümlelerimi de böylelikle sarfettim!
Lenfavî ShysteR
Could You Be Loved
sevilebilir misin?
seni aptal yerine koymasınlar sakın
hatta eğitmeye çalışmasınlar seni! hayır!
bir aklımız var bizim
düşündüklerin doğru değilse canın cehenneme
sevgi bizi tek başına bırakmaz
karanlıkta doğmak zorunda ışık
sevilebilir misin
hayat yolu taşlıdır
tökezleyebilirsin de
parmağınla gösterdiğin sürece
yargılıyordur bir seni de
sev kendi kardeşini
sevilebilir misin?
seni değiştirmesinler sakın
hatta kurgulamasınlar seni! hayır
yaşanacak bir hayatımız var bizim
sadece uygunların en uygunu hayatta kalacak
canlı kalacak diyorlar
sevilebilir misin?
suyunu aramazsın pınarın kuruyana kadar
ona nasıl davranırsan davran
o hiçbir zaman tatmin olmayacak
sevilebilir misin?
bir şey söyle, bir şey söyle, bir şey söyle
reggae, reggae
bir şey söyle, sevilebilir misin?
Bob Marley!
seni aptal yerine koymasınlar sakın
hatta eğitmeye çalışmasınlar seni! hayır!
bir aklımız var bizim
düşündüklerin doğru değilse canın cehenneme
sevgi bizi tek başına bırakmaz
karanlıkta doğmak zorunda ışık
sevilebilir misin
hayat yolu taşlıdır
tökezleyebilirsin de
parmağınla gösterdiğin sürece
yargılıyordur bir seni de
sev kendi kardeşini
sevilebilir misin?
seni değiştirmesinler sakın
hatta kurgulamasınlar seni! hayır
yaşanacak bir hayatımız var bizim
sadece uygunların en uygunu hayatta kalacak
canlı kalacak diyorlar
sevilebilir misin?
suyunu aramazsın pınarın kuruyana kadar
ona nasıl davranırsan davran
o hiçbir zaman tatmin olmayacak
sevilebilir misin?
bir şey söyle, bir şey söyle, bir şey söyle
reggae, reggae
bir şey söyle, sevilebilir misin?
Bob Marley!
no plan! thatz plan!
elimdeki yarı boş cigarayı tüttürürken bunu açma fikri geldi! yapıcaz dedim. yaptık!
Lenfavi & Benjamin